ARABA DELİSİ...

25 Ekim 2013

Tadilat dolayisi ile uzun suredir kapaliydik..
Bu durum biraz daha surecek..
En kisa zamanda kavusmak ve gorusmek uzere..

18 Mayıs 2010

Foto Albüm / 28...

İşte "keyif" dediğimiz şeyin tarifini sayfalarca anlatmaya yetecek tek bir fotoğraf karesi...
Genç samuray Mitsubishi Evo X...

Etiketler: ,

Yeni Vw Golf Gti...

Özellikle VAG grubunun , yani Volkswagen - Audi - Seat - Skoda - Porsche ailesinin yaratıcı beyinleri , oldukça sade ama mesajı da o derece kuvvetli reklamlar hazırlamak konusunda muhteşemler... Bu stil onların neredeyse imzası haline geldi diyebiliriz...
İşte size yeni Golf Gti için hazırlanmış ufacık bir kare...

Görselde ne Golf ' ü görüyoruz , ne de uzun uzadıya cümlelerle haşır neşir oluyoruz. Herkes kendi mesajını kendi algılarıyla yaratıyor...
Buyrun siz de kendi cümlelerinizi kurun... :)

Etiketler: , , ,

Foto Albüm / 27...

Eşsiz , tarifsiz , muhteşem Nissan Skyline R34 Gt-R...

Etiketler: ,

6 Mayıs 2010

Blog Ödülleri 2010... Finale Kalanlar...



Blog Ödülleri organizasyonunda jüri oylaması yarın sonuçlanacak ve önümüzdeki Cumartesi günü de ödül töreni gerçekleştirilecek...

Sonucun ne olduğu veya ne olacağından farklı olarak , internet denen şey ile yeni yeni haşır neşir olmaya başlayan ülkemizin internet kullanım tarzına çok fazla katkı sağladığını düşündüğüm bu organizasyonu gönülden tebrik etmek istiyorum...
Yakın geçmişte internet dediğimiz nanenin nimetlerini sadece chat ve icq odalarından ibaret zannederken , bugün böyle bir organizasyona katılan blogların çeşitliliği ve içeriklerinin zenginliği gerçekten çok ama çok sevindirici... Gerçi halen interneti facebook ' tan başka bir iş için kullanmayan insanlarımız da var tabii onu da inkar etmemek lazım... :) Zamanla onlar da internet evrenindeki diğer meyvelerden tad almaya başlarlar elbet. Zira uzun süre tek çeşit gıda ile beslenmek bünyeyi bozar derler...
Öte yandan , yeri gelmişken söylemem lazım , canım ülkemde halen "Youtube" yasak. Bir yandan gelişirken bir yandan da kapıları kapatmak da ayrı bir güzellik tabii.
Elbet büyüklerimizin bir bildiği vardır diyelim.
Neyse , bu kadar sosyal mesaj yeter...

Bu arada , otomobil blogları kategorisinde de ilk 5 ' e kalmışız. :)
Detaylı bilgiyi şuradan edinebilirsiniz...
Oy veren herkese sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum...
Bu kadarıyla bile insan mutlu oluyor... "Demek ki iyi birşey yapıyorum" cümlesini kendi kendine söyleyebilmek güzel bir his...
Bu duyguyu bir şekilde hayatınızda en azından bir defa hissedebilmeniz dileğiyle...

29 Nisan 2010

Ford Fiesta S-1600...

Gel de sinirlenme arkadaş...!!!
Yahu , biz bu memleketin vatandaşı olduğumuz için daha ne kadar "dünyevi nimetlerden" mahrum kalacağız? Tabii bu cümledeki nimetlerin "özel otomobiller" olduğunu alenen açıklamama gerek yok sanırım... :)
Gıcık Ford mühendisleri , sanki bize nispet yapar gibi gitmişler yeni Ford Fiesta için 650.-adet gibi gayet kısıtlı sayıda üretilecek oldukça özel bir model yaratmışlar , adına da Fiesta S-1600 demişler...
S-1600 ' ün güç ünitesi olan 1.600.-cc zetec-s motoru 118.-hp üretiyor. Ford ' ların resmi modifiyeli hali olan Mountune versiyonu ise 138.-hp güce sahip.
Tabii konsepte her ne kadar aykırı olsa da , s-1600 ' ün duratorq motorlu turbo dizel versiyonu da mevcut , aklınızda bulunsun...
Ford genlerinden gelen takdire şayan yol tutuş yeteneği , yeni Fiesta ' ların beni en çok tahrik eden yönü olan düşük gövde ağırlığı ile birleşince S-1600 ' ün ne kadar keyifli bir makine olduğunu tahmin etmek hiç de zor değil... Yanlış mıyım?

Kaputunun altında belki binlerce beygir yatmıyor , ama Ford ailesinin sportif tatları olan Xr ve Rs versiyonlarının yolunu yapan bir model olarak bence yeterince özel...
Tabii ki bu model de bizi uzaktan yakından ilgilendirmiyor , onu her zamanki gibi bilgi dağarcığımızdaki ilgili klasöre yerleştirip yolumuza aynen devam ediyoruz...

Etiketler: , ,

Bence.. Yeni Toyota Auris...

Efendim , geçtiğimiz haftasonu Bağdat Caddesi ' nde sevgili eşim ve sevgili baldızlarım ile birlikte topyekün gezişirken , makyajlanmış versiyonu ile Toyota Auris ' in standına rastladık.
Zaten o gün caddede yürüyen hemen herkesin elinde bir Auris broşürü , bütün çocukların ellerinde de Toyota balonları vardı. Kısacası , stand sesini yeteri kadar duyurmuş. Ama çıkardıkları ses nihai satışlara ne derecede yansır , tüketici darvranışlarını ne şekilde etkiler orasını zaman gösterecek...
Bünyesinde çeşitli kurtlar barındıran bir kişi olarak tabii ki ben de bu standa yaklaşmadan duramadım... Auris ' te beni çeken şey , dikkat çekici beyaz rengi ve özel TTE aksesuarlarıydı...
Ön tampon altı ek , marşpiyeler , arka bagaj üstü spoiler , nikelaj bagaj çıtası ve TTE jantlar gerçekten de Auris ' i daha yakışıklı göstermiş.
Bu arada yeni Auris ile ilgili bilgi açlığı çekiyorsanız , hemencecik şuraya klikleyiverin de tüm sıkıntılarınız tarih olsun...
:)

Yanlız Auris ' le ilgili iki nokta dikkatimi çekti ki bu iki noktadan biri üretim / tasarımla alakalı , diğeri ise sanırım stand senaryosundan kaynaklı bir durum...

Önce "önemli bir nokta" olarak kayıtlara geçtiğim duruma hemen dikkat çekmek istiyorum ;

Ön panjurun içinde çok ama çok korunaksız şekilde konumlandırılmış bir sensör / soket var. O soketin görünümü beni cidden rahatsız etti. Sanki unutulmuş da son anda birileri akıl edip iliştirmiş gibi... Hızla yol alırken önden gelip ızgaranın içine girebilecek orta boy sineklerin çarpmasıyla bile zarar görebilir sanki. Hatta oto yıkamalarda kullanılan tazyikli su , soketi söküp atabilir diye düşünüyorum... Gerçekte belki o kadar dayanımsız bir aparat değil belki de , ama gelin görün ki zihnimde uyandırdığı hisler hiç de öyle değil... İki dakikada elli tane sıkıntı yaratabildim maalesef...

Kesinlikle kalite imajını gölgeleyebilecek bir konum hatası bana göre...
Marka imajı yakın zamanda cidden sarsılan Toyota ' nın , böyle ufacık detaylara daha dikkat etmesini isterim şahsen...
Kısacası özellikle Toyota ' nın , bu örnekteki gibi mide bulandırabilen küçük sineklerden şiddetle uzak durması lazım değil mi a dostlar?

Şimdi de standla ilgili noktaya değineyim hemen ;

Standa konmuş sıfır kilometrede gıcır gıcır bir otomobilin tüm fren diskleri ve fren kaliperleri neden tamamen gümüş grisi bir boya ile boyanır? Hem de özensizce...
Fren diski belki böyle yepyeni ve neredeyse hiç kilometre yapmamış bir otomobilde dış etkenler sebebiyle (kullanılmayan frenlerin nemden dolayı paslı gibi görünmesi hadisesi) kötü görünüyor olabilir kabulümdür , ama böyle ucuz bir boyama uygulaması aracın standdaki gerçekçiliğini ve ciddiyetini kaçırmış bence... Daha farklı bir çözüm bulunabilirdi , en basitinden araç 20-30 metre yürütülerek fren yapıp diskler ayna gibi temizlenebilirdi...
Hee bu arada , belki de boyalı diskler hiç kimsenin dikkatini çekmedi , arıza muhtemelen tamamen bende...
:)

Etiketler: ,

28 Nisan 2010

Volk Racing - Rays Engineering...

Hayranı olduğum Rays , diğer adıyla Volk Racing , modifiye sektöründe dünyanın sayılı "özel" markalarından biridir. Özellikle bir Te37 modeli vardır ki , hangi otomobile taksanız o otomobili ilgi odağı haline getirmeye yeter de artar bile... Üstelik Te37 ' nin pastel tonlardaki uçuk kaçık pembe , mavi , sarı , yeşil vs..vs.. renklerinden bahsetmiyorum bile... Ama şahsi favorim simli bronz...
Tabii bu söylediklerim , işini bilen uzman gözler için geçerli. Yoksa sarfedilecek yorumlar en basit haliyle "yahu jant işte , nesi var..??" tepkisinden öteye gitmez... İşte o noktadan sonra Rays jantlarının dünya literatüründeki yerini diliniz felç oluncaya kadar anlatsanız ne fayda... :)
Rays jantları hakkında daha detaylı bilgi için şuraya veya şuraya kliklemek mantıklı bence...
Hazır konu açılmışken , Volk Racing-Rays Engineering bu mükemmel jantları nasıl üretiyor diye merak ediyorsanız , buyrunuz...
Gözler şen , kalpler pırpır...
:)

Etiketler: ,

27 Nisan 2010

Nürburgring...

Hiçkimse kusura bakmasın ama "Ring" hakkında bir girizgah paragrafı yazmayı hiç mi hiç düşünmüyorum. Onun hakkında detaylı bilgi edinmek istiyorsanız ya köyün muhtarı "google"emmiye danışacak ya da arabadelisi'nin arşivlerinin karıştıracaksınız...
Eveet...
Almanya ' nın bu dünyaya armağanı , motoru ve tekerlekleri olup da yerkabuğu üzerinde hareket eden insan yapısı her cihazın ve damarlarındaki kanda adrenalin ihtiva eden her sürücünün limitlerini sonuna kadar zorlayabilecek muhteşem bir pist Nürburgring...
Bu tanımdan anlaşılması gereken tek şey "muhteşem güzellikler" değil kesinlikle. Ring , esasen direksiyon arkasındaki bir insan için saf korkunun merkezi , bir sektör için ise büyük umutlarla piyasaya sürülen milyonlarca dolarlık yatırımların ya mabedi ya da mezarıdır...
Bu dünyada gelmiş geçmiş en mükemmel , en hızlı , en zorlayıcı , en korkunç , en ustalık isteyen , en hata affetmeyen pisti... Kısacası akla gelen her sıfatın "en"idir Nürburgring...

İnternet video paylaşım sitelerinde yıllardır pek çok otomobilin veya motosikletin Ring ' deki zamana karşı mücadelesini zevkle izledik. Hangi otomobilin tur zamanı kaç saniye? Tur rekoru kimde? Hangi pilot daha korkusuz?... vs..vs..vs..
Ben burada Nürburgring pistinin rekorlarını anlatmayacağım. Farklı bir şekilde , üzerinde nice heyecanların yaşandığı bu mükemmel yaratımın hikayesini ve belki de şimdiye kadar pekçoğunuzun görmediği fotoğrafları paylaşmak istiyorum sadece...

Şahsen ben tarif edemeyeceğim kadar büyük bir hayranlık duyuyorum Ring ' e.
Ülkemizde böyle bir uluslararası sembolün olmaması , bu işe hevesli bizler gibi insanların imkansızlıklarımız dahilinde çaresiz kalması durumları içten içe bende Ring ' e karşı bir hayranlık besletiyor sanıyorum...

Ring ' in temellerinin atıldığı 1920 ' lerde , Almanya ' nın trafiğe açık yollarında ADAC tarafından zaten yarışlar düzenleniyordu. Ancak bu durumun içerdiği tehlike sebebiyle yerleşik bir pist inşa etme düşüncesi doğal olarak hayat buldu. Üstelik bu şekilde organizasyonlara daha fazla turist çekilebilecekti.

Bu gerçekten de ilerici düşünce , 1925 yılının Eylül ayında Nürburgring pisti için ilk kazmanın vurulmasını sağladı. Kısa bir süre içinde bitirilen proje 1945 yılına kadar pek çok organizasyona ev sahipliği yaptı.

1940 ' larda savaş dünyanın her yanını etkilediği gibi Ring ' i de etkiledi tabii ki... Örneğin , 200 yataklı bir askeri hastaneye bile evsahipliği yaptı... Lokasyonu gereği stratejik bir noktada olan Ring , savaşı her bir santimetrekaresine kadar yaşadı...
1950 ' lerde dünyanın ateşi soğurken , motorsporlarının altın dönemi de başlamış oldu. Yenilenen Ring , artık dünyanın en önemli ikonlarından biri haline gelmeye hazırdı...

24 saatlik dayanıklılık yarışları , formula1 yarışları , çılgınlığın sınırlarındaki motosikletler... Ring ' in sesini artık bir daha asla kısmamak üzere bütün dünyaya haykırıyordu... Şu an ise , orada yapılan organizasyonların çeşitliliğini anlatabilmek için başka bir konu açmam şart...

Günümüze kadar çeşitli revizyonlarla gelen Nürburgring pisti esasen 4 ana bölümden oluşuyor ;
En popüler bölümü olan ve 20.-kilometreden biraz daha uzun "kuzey halkası" Nordschleife , daha çok küçük amatör pilotlar ve motosiklet organizasyonları için ayrılmış olan yaklaşık 8.-kilometrelik "güney halkası" yani Südschleife , eski muhteşem Grand Prix yarışlarında kullanılan 2,5.-kilometrelik start-finish alanı Zielschleife ve 1984 yılında hayata geçirilen yeni Grand Prix bölümü Gp-Strecke...
Muhteşem...

Ben bu işi bu şekilde başaran , dini , milliyeti , cinsiyeti ne olursa olsun , katkısı olan tüm insanları gönülden tebrik ediyor ve tüm hücrelerime kadar alenen kıskanıyorum...
:)
Yazacak daha o kadar çok şey var ki... En iyisi susmak ve fotoğrafların bizlere anlatacaklarını sessizce dinlemek olacak sanırım...
Daha fazla fotoğraf ve hikayenin tümü için şöyle tıklamanız yeterli...

Etiketler: ,

23 Nisan 2010

Lexus Lf-a...

Hiçbirşey yazmıyor ve sözü olayın kahramanına bırakıyorum...



Şu sesi bir dinleyin , bir de bu sesi kendi kulaklarınızla duyduğunuzu hayal edin...
:)



Etiketler: ,

Lamborghini Gallardo ' yu Nerede Kullanmak İsterdiniz...?

Lamborghini Gallardo Gt3 Strada ' ya sahip olsam önümüzdeki kış soluğu ya Uludağ ' da , ya Kartalkaya ' da ya da Kartepe ' de alırdım...
Şu keyife bir bakın Allah aşkına... Kıskanmamak elde değil...
:)

Etiketler: , ,

Subaru Impreza R205...

Yeni Impreza ' nın hatchback formunu gerçekten çok beğeniyorum. Ama performans açısından bakıldığında Mitsubishi Evo X ' e yetişememesi , hatta bir önceki kasa Impreza ' ları mumla aratması (abarttım biraz haklısınız) gerçekten üzücü...
Ne olursa olsun , Impreza fanatikleri bile yeni Impreza ' nın Evo X ' den daha kötü bir performansa sahip olduğunu biliyorlar , bunda alınacak darılacak gücenecek bir durum yok...
Şimdi gelelim esas "bomba"ya...
Baştan yine her Türk evladına yaptığım hatırlatmayı yine yapıyorum , bu model güzeller güzeli ülkemize gelir mi gelmez mi orasını bilemem ama , "keşke gelse" demekten de geri duramıyorum...

Arkadaşımız , Impreza R205 adıyla hayat bulan bir Sti versiyonu. Güncel Impreza Sti ' lardan en büyük farkı , 2.500.-cc yerine çok daha ateşli 2.000.-cc hacmindeki bir motora sahip olması...
Impreza R205 ' in 4 silindirli , 2.-litre hacimli ve turbo + intercooler beslemeli "çıldırık" motoru 316.-hp güç ve 431.-nm tork üretiyor. Fark sadece salt güç ile sınırlı değil , yeni 18" jantlar , yeni fren ve süspansiyonlar , özel bir gövde kiti ve daha bir sürü incik boncuk detay...
Impreza R205 , benden 10 puan aldı bile...

Etiketler: , ,