ARABA DELİSİ...

25 Nisan 2008

Downforce nedir?


Downforce , kısaca havanın aracı yere bastırma gücü demektir. Bu güç , yarış otomobillerinin üzerindeki aerodinamik parçaların açısı ayarlanarak arttırılıp azaltılabilir. Ayarlanabilir aerodinamik parçaların en büyük ve en etkilileri özellikle aracın burun kısmı ve arka kısmındaki "kanat"lardır. Bu parçalarla birlikle , aracın üzerinde ve yan kısımlarında farklı pek çok irili ufaklı aerodinamik parçalar bulunmakta ve gerekli durumlarda bu parçalarla da ayar yapılabilmektedir.
Peki downforce ayarı bize ne kazandırır?
Önce bir test yapmanızı tavsiye ediyorum ; Kendi aracınızda yolda giderken elinizi camdan dışarı çıkarın ve eliniz hangi açıdayken hava nasıl bir etki yaratıyor kendiniz görün. Eğer rüzgarı elinizin altına alacak şekilde bir açı seçerseniz hava , elinizi yukarıya doğru kaldıracak (uçakların yerden havalanma prensibi) , rüzgarı elinizin üzerine doğru alırsanız da elinizi kuvvetle aşağı bastıracaktır. Üstelik elinizin açısını ufak da olsa her değiştirdiğinizde bu kaldırma veya yere bastırma gücü de o oranda değişecektir. İşte bu prensip çerçevesinde "yerden havalanmaması gereken" yarış araçlarına , havayı yönlendirecek parçalar takılır. Ancak bu parçaların açı ayarı çok çok önemlidir.


Yüksek downforce ayarı seçildiğinde , aracın üzerinden geçen hava akımı , yüksek açılı olarak ayarlanmış aerodinamik parçalara takılacak ve dolayısı ile bu parçalar üzerinde yüksek bir basınç oluşturacaktır. Bu durumda araç yere daha büyük bir kuvvetle yapışacaktır. Bu şekilde , virajlı ve yavaş etaplarda yol tutuş inanılmaz ölçüde arttırılabilir. Ancak bu durumda aracın üzerinden geçip giden hava akımı , kuvvetli dirençlerle karşılaşacağı için aracın hızı kesilecek ve yüksek süratlere rahatça çıkamayacaktır.
Düşük downforce seçildiğinde ise durum bunun tam tersi olacaktır. Kanat açıları düşük olduğu için , hava akımı , aracın üzerinden çok daha kolay geçip gidecek , hiçbir engele takılmayacak (veya az takılacak) ve bu durumda havanın sürtünmesi azalacağı için de araç çok daha yüksek süratlere çok daha kolayca çıkabilecektir. Ancak bu durumda da , virajlı ve yavaş bölümlerde , aracın üzerinden geçen hava akımı , aracı yere kuvvetle bastırabilecek kadar yüksek bir basınç oluşturamayacağı için (kanat açıları düşük , hava , kanatlara çarpıp yeterli basıncı oluşturamıyor) yol tutuş ciddi derecede bozulacaktır. İşte bu yüzden bu iki durum arasında stratejik bir denge yakalamak , ciddi bir tecrübe , bilgi ve bol bol test gerektirmektedir.
Bu ayarları , yarışılacak pistin karakterine ve ekibin yarış stratejisine göre yapabilmek , rakip araçlara karşı paha biçilmez birkaç saliselik farkları elde edebilmek için birincil temel şarttır.
Günlük araçlarımızda , bu konunun önemini görebilecek hızlara ve kullanım şekillerine yakın olamayacağımız için bu tür aerodinamik parçalar genellikle görsellikten başka bir fonksiyon taşımazlar. Kuşkusuz etkilidirler ama bunu kullanım esnasında hissedemeyiz.
Hepimize güvenli sürüşler dilerim..

Etiketler:

F1 İspanya Grand Prix...


Uzun denebilecek bir aradan sonra nihayet sırada İspanya var...
Türkiye GP'sine 1 kala koşulacak olan bu yarış , Barcelona'daki Catalunya pistinde yapılacak.
Pist karakteri olarak net bir şey söylemek yanlış olur , çünkü bu pist hem çok hızlı bölümleri olan hem de düşük hızlı virajları bünyesinde barındıran bir yapıya sahip. Takımlar burada stratejilerini konuşturacaklar. Hızlı bölümlerde avantaj sağlamak isteyenler düşük downforce* ayarı seçecekler , ama bu şekilde de yavaş ve keskin virajlı bölümlerde yol tutuşları azalacak , ya da yavaş bölümlerde yol tutuş isteyen takımlar , uzun düzlüklerde yeterince iyi hızlanamayacak. Bakalım takımlar bu iki konunun birleştiği bıçak sırtında nasıl bir denge sağlayacaklar açıkçası çok merak ediyorum.
Bu kadar önemli bir seçimin yanında bir de mevsimin nimetlerinden olan hava durumuna bakarsak çok daha büyük soru işaretleri karşımıza çıkıyor ; Barcelona'da bugün (antreman günü) ve yarın (sıralama turları günü) güneşli ve açık bir hava tahmin edilirken , yarışın yapılacağı Pazar günü ise yağış beklentisi var. Bunu ben değil , çok sayın Yahoo bey söylüyor. Kısacası , bu haftasonu İspanya GP'si pek çok sürprize açık olacak...

Etiketler: , , , ,

18 Nisan 2008

Mercedes Amg Drift Game...

Oyunlardan bahsetmişken , her ne kadar yeni bir haber olmamasına rağmen , tabii ki AMG'nin drift oyununu da tanıtmamak olmazdı ...
Herhangi bir kayıt aşaması gerekmeden başlanabilen oyunda amaç , parkur içindeki "drift board"lara , aracınızla drift yaparak yaklaşıp , mümkün olan en fazla miktarda kar sıçratmaktan ibaret. Panolara ne kadar fazla kar savurursanız o kadar yüksek puan alıyorsunuz. Ekranın yanındaki haritadan da bulunduğunuz noktayı ve panoların yerlerini görebiliyorsunuz.
Mercedes CL 63 AMG'nin tümüyle karla kaplı bu parkurdaki kabiliyeti ve aracın bu tür zorlu yol koşullarında sergilediği performansa göndermeler yapan bu oyunu oynarken , farkında olmadan bilinçaltımıza şu cümle kazınıyor ;
"Bir Mercedes ile her türlü koşulda güvendesiniz , üstelik performansınızdan asla ödün vermeden..."

Etiketler: , , ,

16 Nisan 2008

Yeni Ford Focus ile "hızlı park etme" oyunu...


Otokoç yetkililerine şahsen çok teşekkür ediyorum. Artık ülkemizde firmalar sadece "otomobil" satmıyorlar , bilakis müşterilerin memnuniyeti ve ürünlerin tanıtımı için çok güzel-çok farklı uygulamaları bizlerle buluşturuyorlar. Bu durum ülkemizde hem otomotiv sektörünün hem de reklam-pazarlama endüstrisinin gelişebilmesi için çok çok faydalı sonuçlar doğuruyor.
Gelelim oyunumuza ;
Amaç , farklı farklı tasarlanmış her bölümde , sağa sola çarpmadan ve en kısa süre içinde aracınızı hedef bölgeye park edebilmek. Üstelik , o hafta en iyi süreyi elde eden ilk üç kişiye de Otokoç tarafından çeşitli ödüler veriliyor.
Kayıt işlemi çok kısa sürüyor. Oyun da gayet keyifli. Üstelik oldukça hassas ve hatta zor bile denebilir. Kıyısından köşesinden dokunduğunuz araçların alarmlarının çalması da çok şirin bir detay bence...
Mutlaka deneyin...

Etiketler: , ,

LG araç içi multimedya sistemleri...

LG markası bana hep farklı bir "güven" ve "kalite" çağrıştırmıştır. Şimdiye kadar kullandığım hiçbir ürününde sorun yaşamamış olmamın da bu duruma katkısı tabii ki çok büyük.
Nihayet LG , araç içi multimedya sistemlerine de el attı..
Eğer siz de aracınızda "ses" dinlemek yerine "müzik" dinlemekten hoşlanıyorsanız , kaliteli ürünler kullanmanız gerektiğini tabii ki biliyorsunuz. Tam anlamıyla bir modifiye çılgını iseniz , aracınızın ses sisteminin ne kadar başarılı ve profesyonel olması gerektiği konusunda da artık sanıyorum buraya birşeyler yazmama gerek yok...
Monitörler , navigasyon cihazları , in-dash multimedya sistemler (ünitenin içinde gizli halde duran ekranın , bir motor yardımı ile dışarı çıktığı , dahili ekranlı radyo-cd-dvd sistemleri) , dvd-cd-mp3 oynatıcılar , hoparlörler ve çeşitli aksesuarları Türkiye pazarına Esse Grup sunuyor.
Bakalım LG bizlere bu yeni "araç içi çözümleri" ile birlikte , kalitesini nasıl sunacak açıkçası çok merak ediyorum...

Etiketler: , ,

14 Nisan 2008

Drift'i çok seviyorum...

Arkadaşlar , eğer drift ile ilgili önceki yazımı okuduysanız ve nihayetinde sizler de benim gibi bir "drift delisi" iseniz , bu işin tartışmasız 3 temel şartını hatırlatmak isterim ;

-Drift , bay Keiichi Tsuchiya'dan öğrenilir.
-Pluspy videosu izlenmeli ve her detayı ezberlenmelidir.
-Drift Bible DVD'si defalarca izlenmeli ve tüm teknikler detayları ile öğrenilmelidir.
(sözlük arama zahmetinden sizi kurtarayım ; bible=kutsal kitap)

Peki nereden bulacağız bu DVD'yi?

Evet , şimdiye kadar drift konusu ile ilgili sizlere elimden geldiği kadar yardımcı olmaya ve dilim-elim döndüğünce bildiklerimi yazmaya çalıştım.
Drift ile ilgili "temel"lerin ilk ikisini de daha önce buradan sizlere ulaştırmıştım... (bkz. arabadelisi blog arşivi)
Ve nihayet , "arabadelisi.blogspot.com" olarak hiçbir masraftan kaçınmıyor ve sizlere 71 dakikalık muhteşem "Drift Bible" videosunu sunuyorum :)



Bu videoya vakit ayırıp da izlediğinizde , "Drift King" Tsuchiya-San'dan temel drift tekniklerinin detaylarını mümkün olan en muhteşem şekilde izleyebilecek , farklı karakterlerdeki otomobillerle drift yapabilmenin yöntemlerini görecek , kullanılacak otomobilin cinsi , performans ekipmanları , eğitime başlangıç antremanları gibi drift yapabilmek için gerekli olan herşeyi öğrenebileceksiniz.
Eğer drift denen şeyden hoşlandıysanız vakit ayırıp "Drift Bible"ı izlemenizi tavsiye ederim...

Etiketler: , , ,

11 Nisan 2008

Yaza girerken...

Pek çok otomobil dergisinde bu gibi başlıklara aşinasınız biliyorum.. Herkes yaza girerken ve keza kışa girerken de otomobiline neler yapması gerektiğini az çok bilir.. Ama hangimiz bunları eksiksiz yerine getiririz? Ben size burada "şunu yapın , bunu edin" gibi klişe cümleler yazmayacağım. Sizlere , kendi kendinize yapabileceğiniz basit hazırlıklardan bahsetmek istiyorum... Ve bunları sadece yaza girerken değil , vakit bulduğunuz her zaman yapmanızı tavsiye ederim.
Kontrol ve müdahale noktalarını ana başlıklar olarak ele alırsak ;

-Motor bakımı
-Klima
-Frenler
-Tekerlekler ve jantlar
-Aracın boyası
-Silecekler (gülmeyin , basit ama çok önemli bir konu)
-Egzoz

Motor bakımı ;
Belirli periyodik zamanlarda yapılması gerekenleri hepimiz biliyoruz. Ama benim size tavsiyem şudur ki , aracınızı dinleyin ve gözleyin. Peki nasıl dinlemek gerek? Önce içeriden dinleyin. Araç rölantide ve camlar , müzik sistemi ve havalandırma kapalı iken motorunuzdan gelen sesleri dinleyin. Normal dışı sesler varsa duyamamanız için hiçbir neden yok. Bu normal dışı sesler genelde uğuldama , bir çarpma veya sürtme sesi şeklinde duyulur. Daha sonra camları açın. Bu durum , aracın içine yansımadan izole olan sesleri duymanızı sağlar. Hatta her iki yanınızda da size yakın park etmiş başka araçlar veya duvar , saksı vs.. varsa , olası sesler bu nesnelere çarpıp size doğru geleceği için daha verimli bir dinleme yapabilirsiniz. Sonrasında aracınızdan inin ve motor kaputunu açın. Burada bir duman veya koku olup olmadığını gözlemleyin. Bir miktar motora yakınlaşarak dinlemeye devam edin. Herşey yolunda ise bu kez aracınızı hareket ettirin ve başka bir bölgeye park edin. Sonra bütün gece park halinde kaldığı eski yerine gidin ve zemini inceleyin. Yere damlamış bir sıvı var mı? Eğer bir leke varsa , farklı yerlere park edip farklı zamanlarda lekelerin oluşumlarını takip edin. Ve tabii ki doğruca ustanızın yanına gidin.

Klima ;
Bu konuda yapabileceğiniz şey , klimanızı sadece yazın değil , kışın da (tabii ki sıcağa ayarlayarak) birkaç kez kullanıp , klima soğutma gazının sistemde devirdaimini sağlamanızdır. Bir sonraki adım olarak aracınızın polen filtresinin takıldığı yeri (araç el kitabından) öğrenin. Genelde yolcu tarafı torpido gözü etrafındadır ve ulaşılması-yerinden çıkarılması pratiktir. Arada bu filtreyi çıkarıp silkeleyerek temizleyin ve kirlenmişse mutlaka yenileyin. Kirli bir filtreden hava düzgün bir verimde emilemeyeceği için klima soğutma / ısıtma performansınız düşecektir.

Frenler ;
Fren disklerinizi inceleyin. Her frenlemede , basitçe fren balataları bu diski silmektedirler. Diskinizin üzerinde "düzenli ve temiz " bir görünüm olmalıdır. Diskin tamamının nalatalar tarafından eşit ve düzgün şekilde silinmiş olması gerekmektedir. Diskin üzerinde derin çizikler olmamalıdır. Çiziklerin nedeni genelde balatadan kaynaklanır ve değiştirilmesi gereklidir. Diskin düzensiz silinmiş görünümü de ya diskin yamulmuş olmasından veya o tekerlekteki fren merkezinden kaynaklanmaktadır. Böyle durumlarda işin uzmanına başvurun ve değişimlerde mutlaka kaliteli malzemeler kullanın.

Tekerlekler ve jantlar ;
Tekerleklerin sırt desenlerini inceleyin. Tüm sırt yüzeyinin eşit aşınmış olması gereklidir. Lastik sırtında bazı bölgeler temiz , bazı bölgeler kirli ise , kirli yüzeyler yere basmıyor demektir. Rot ayarına ihtiyacınız vardır.
Dört lastiğinizin de "diş derinlikleri"ni karşılaştırın. Olması gereken derinlik en az 1,6 mm'dir. Bu seviyeye düşmüş bir lastiğin mutlaka değiştirilmesi gereklidir. Tavsiyem 3,0 mm'nin altına inmemenizdir. Elinizde bunu ölçmek için bir araç yoksa , bir tornavida veya anahtar ucunu bu dişlerin arasına sokup derinlik mesafesini işaretlemeniz ve dört lastiğinizi de karşılaştırmanız gereklidir. Bu şekilde hiç olmazsa düzenli-dengeli aşınma durumunu kontrol edebilirsiniz.
Aracın çekiş gücünün olduğu tekerlekler genelde daha çabuk aşınır , bu yüzden belirli dönemlerde lastikleri ön-arka olarak yer değiştirmek mantıklı bir harekettir.
Jant konusuna gelince , aracı kriko ile kaldırın ve elinize bir tornavida alın. Tornavidayı jantın kenarına neredeyse değecek şekilde sabit tutun ve diğer elinizle de tekerleği hızlıca döndürün. Jant , tornavidaya arada bir sürtüyorsa muhtemelen jantlarınız eğilmiştir. Mutlaka işin ehline danışın.

Aracın boyası ;
Hemen hemen tüm supermarketlerde artık bir otomotiv bölümü var. Buradan bütçenize uygun bir cila alın. Cila ne kadar sıvı ise uygulaması o kadar kolay olacaktır. Gölgede veya güneşsiz bir havada aracınızı itinayla cilalayın. Bu en fazla birkaç saatinizi alacak ama aylarca aracınızın boyası korunmuş olacaktır.

Silecekler ;
Sileceklerin lastikleri , hemen her yerde bulabileceğiniz ve oldukça ucuz ürünlerdir. Bütün kış zorlu koşullarda çalışan bu kauçuk lastikler artık yorulmuş ve silme kabiliyetlerini kaybetmişlerdir. Aracınızın silecek ölçülerine uygun ölçülerde bir takım silecek lastiği satın alın. Merak etmeyin montajı oldukça kolaydır. Arada sabunlu bir bez ile silecek lastiklerini silmeniz de kauçuğunu yumuşatacağı için , kullanım ömrünü uzatacaktır. Basit ama işe yarar bir yöntem...

Egzoz ;
Bütün kış boyunca ıslanan egzoz sistemi , paslanmış , çürümüş , delinmiş ve darbelerle ezilmiş olabilir. Bir lift bulup egzoz sistemindeki olası ezikleri incelemenizi tavsiye ederim. Bundan başka daha pratik olarak , aracınız çalışır halde iken yanına eğilin ve altında bir "kaçak" sesi , bir "tıslama" var mı diye dinleyin. Mümkünse daha önce belirttiğim gibi bir duvarın yanında veya başka bir aracın yanında bu dinlemeyi yapın. Arada gaza da basarak dinlemeyi gerçekleştirin. Daha sonra aracın arkasına geçin ve arka susturucunuzu da dinleyin. Bu arada çıkan dumanı izleyin ve koklayın. Dumanın renksiz olması ve benzin kokmaması (veya az kokması) gerekmektedir. Kafanıza takılan bir durum var ise derhal işin uzmanına başvurun.

Bunlar en basit şekilde otomobilinizle "ilgilenmeniz" için yeterlidir. Tabii ki uzman yardımı almak her zaman için tavsiyemdir ama sahibi olduğunuz aracı "dinleyebilmek" ve "gözleyebilmek" , bilinçli bir sürücünün her daim yapması gereken faaliyetlerdir.
Kendinize ve aracınıza iyi bakın..

Etiketler:

"Rolling Start" denen şey...

Rolling , yani "hareketli" halde start verilen bir mücadeledir. Araçlar hareket halinde iken başlanan bir nevi drag (kalkış) denemesidir diyebiliriz.
Hepimiz sahip olduğumuz otomobilin gücünü bir şekilde denemek isteriz. Bu belki de kişinin "farkedilme" ihtiyacı ve "başkalarına üstünlüğünü ispatlama" dürtüsü olarak düşünülebilir. İşin psiko-sosyal boyutunu bir tarafa bırakıp bu "illegal" yarış şeklini biraz açmak istiyorum ;
Rolling adlı bu yarış türü tamamen illegaldir. Aslında dünya üzerinde belirli kuralı bulunmamakla beraber , bazı üniversal "prensipler" dahilinde gerçekleştirilen bir nev'i güç gösterisidir. Basitçe uygulama şu şekildedir ; yolda genellikle iki araç hareket halindedir ve yanyana gelirler , hızlarını birbirlerine eşitlerler , araçlardan biri start işaretini verir ve sürücüler gaz pedalını halıya yapıştırırlar. Amaç rakiple arayı açmaktan başka birşey değildir. Birbirlerinin önüne geçmeden sadece "kim daha iyi hızlanıyor" veya "kimin maksimum hızı daha yüksek" gibi soruların sonuçlarını görebilmek için yarışılır.



Yazılı olmayan iki kuralı vardır ;
-Ortak bir kararla araçlardan sadece biri start işaretini verir. Bu işaret , art arda senkronize şekilde çalınan 3 kısa kornadan ibarettir. Üçüncü korna ile birlikte yarış başlar.
-Araçlar birbirlerinin önünü kesmezler , her araç kendi şeridinde yol alır.
Önemle belirtmek isterim ki her ne kadar bu yazıda "yarış" olarak nitelesem de bu aslında kesinlikle bir "yarış" değildir. Yarış ismini verebilmemiz için , belirli mutlak yazılı kuralları , araçlar ve çevre için gerekli güvenlik önlemleri , trafiğe kapalı özel pist veya parkurları ve en önemlisi hakemleri olması gereklidir. Bu nedenle bu mücadele asla bir yarış sayılamaz. Bunu aslında bir "deneme" olarak adlandırmak daha doğrudur.
Doğal olarak en az 2 araç ile yapılan bu denemeler , yolun durumuna göre daha fazla sayıda aracın yanyana startı ile de gerçekleştirilebilmektedir. Hangi hızda ve hangi viteste start alınacağı , yarışın nerede biteceği gibi konular , karşılıklı konuşularak tespit edilir. Tabii çok çok önemli bir unsuru gözardı etmemek gerekir ki bu da denemenin yapıldığı yoldaki mevcut trafiktir. Olan bitenden habersiz sakin sakin evinin yolunu tutmuş diğer sürücülerin ve araçların aralarından hızla geçip gitmek tabii ki çok fazla tehlikelidir. Eğer böyle bir deneme yapacaksanız yolda hiçbir kimsenin ve aracın olmadığından emin olmanız ve en ufak bir tehlike sezdiğinizde hırsınızı bir kenara bırakıp yavaşlamanız size en önemli tavsiyem olacaktır.
Peki nedir bu işin eğlenceli tarafı? En önemlisi , farklı marka ve model araçlara karşı , kendi aracınızın kabiliyetini görmüş oluyorsunuz , aracınıza eklediğiniz parçaların verimini ölçmüş oluyorsunuz ve aracınızı sıfırdan hızlandırmadığınız için de drag (kalkış) yarışlarında olduğu gibi yürür aksamı yıpratmamış oluyorsunuz. Ayrıca draglarda olduğu gibi "kalkıştaki debriyaj hakimiyeti" sorunu da ortadan kalktığı için sürücü yeteneği değil , otomobilin yeteneği ön planda oluyor. Sürücü faktörünün nispeten geri planda kaldığı salt motor gücünün sergilenmesidir.



Peki nedir bu işin tehlikeli tarafı? En önemlisi bunu yaparken "kuralları ve yasaları çiğniyorsunuz" ve trafiği tehlikeye atıyorsunuz. Hiçbir emniyet-güvenlik tedbiri alınmamış oluyor. Herhangi bir aksilik anında hem siz , hem aracınız hem de çevredeki herkes ve herşey , normalde olduğundan çok daha fazla tehlikeye maruz kalıyorsunuz. Deneme esnasında kullanılan yol , tamamen trafiğe açık bir yol olduğu için ne zeminin temizliğinden ne de önünüze çıkabilecek engellerden (taş , çukur, insan vb..) haberdar olamıyorsunuz..
Bu işin bir kuralı , bir hakemi olmadığı için ve tamamiyle "trafik kurallarına aykırı" olduğu için deneme esnasında neler olabileceğini kimse bilemez...
Unutmayın , motorsporları ne kadar bilinçli ve kurallar dahilinde yapılırsa , o kadar tehlikesizdir. Bu durumun aksini yapmaya çalışmak , "rus ruleti" oynamaktan farksızdır...

Etiketler: , ,

7 Nisan 2008

Trafikte "kaza tespit tutanağı" uygulaması...

Bu uygulama 1 Nisan'da resmen başladı. Hepinizin az ya da çok bilgisi vardır , ufak çaplı kazalarda artık karşı tarafla "anlaşarak" kendi tutanağımızı kendimiz tutuyoruz. Kazanın oluş şeklini , detayları ve krokiyi kendimiz çiziyoruz. Size tavsiyem , eğer ki aklınızı toplarlayabilecek kadar sakinseniz karşı tarafın tavırlarını hal ve hareketlerini iyice süzün , tedirgin oluyorsanız derhal ekiplere haber verin. Zaten mutlaka tutanağı kendiniz tutacaksınız diye bir kural yok. Basit "dokunuşlar" sonrasında meydana gelen kazalar için geçerli olan bir uygulama bu...
Aracınızın torpido gözünde birkaç kopyasını bulundurmayı sakın ihmal etmeyin ;
Trafik kaza tespit tutanağı

Önemli bir detay daha ;
Kaza sonrasında , kişilerin olay yerinden kaçmaya çalışmaları ihtimaline karşılık, ne olur ne olmaz diye ilk önce mutlaka araç veya araçların plakalarını not edin. Genellikle alkollü sürücüler, ehliyetsizler , çok genç ve tecrübesiz sürücüler kaçmaya çalışabilirler. Bu durum , panik veya suçluluk sebebiyle olabilir. Kaçan birileri varsa ve siz plakasını alamamışsanız aklınızın alamayacağı kadar çetrefilli bir "işlemler-dilekçeler" silsilesine girmek zorunda kalırsınız.
Mümkünse kameralı bir cep telefonu satın alın veya aracınızda basit bile olsa bir fotoğraf makinesi taşıyın. Olay yerinin fotoğrafını çekmek çok işinize yarayacaktır.
Tüm bu bilgilere hiç ihtiyaç duymamanız ümidiyle...

Etiketler: , ,

Bence... 2008 Tuning Fuarı...

Evet... Bir fuar daha bitti...
İlk gün motorlar çalıştırılmadı ama sonraki günlerde durum tam tersi olmuş. Cumartesi günü fuar alanına girdiğimde egzoz kokusu çok fazlaydı. İçerideki kalabalık , nereden egzoz ve motor sesi geliyorsa o tarafa doğru koşuyordu. Modifiyeden ve otomobilden çok fazla anlamayan ama "manken görmek" için yanıp tutuşan arkadaşlar da ayrı bir hoştular. Bir aracın kaputunda oturan manken bayanın yanına sıra ile oturup fotoğraf çektirenleri , cep telefonları ile zorla yakın plan video çekmek isteyenleri , frikik yakalamaya çalışanları izlemek eğlenceli idi.
Bu yıl katılan araçlarda birbirlerinde çok farklı tarzlara sahip yaratımlar vardı. Ama pek çok aracın detay işçiliğini beğenmedim. Hatta bazılarının jantları , süspansiyonları temiz bile sayılmazdı. Tamponlarında ya da kaportalarında ufak çizikler , vuruklar , çatlaklar olan araçları getirip fuara sokmuşlardı. Fuarda görsellik ön plandadır öyle değil mi? Peki neden sergilenecek bir otomobilin içindeki ses düzenine binlerce YTL yatırım yapılırken 50-100.-YTL'ye mal olacak bir tampon boyama-çatlak düzeltme detayı ile uğraşılmaz?
Ya da "airbrush" havası verilmeye çalışılan folyo kaplamalı ilginç araçlardaki folyo altında kalmış "hava kabarcıkları" niçin oradadır?
Neden araçlarda detaylar bu kadar atlanmış anlam veremiyorum doğrusu...
Ülkemizde bana göre halen "amatör" seviyede gerçekleştirilen modifiye çalışmaları , henüz emekleme döneminde sayılır. Yine de emeği geçen herkesi can-ı gönülden tebrik ediyorum.
Türkiye olarak "show dünyası"na dair öğreneceğimiz daha çok ama çok fazla şey var.. Ama sanırım doğru yoldayız...

Etiketler: , , ,

3 Nisan 2008

Adrenalin tatmin yöntemleri...

Daha önceki "adrenalin" ile ilgili yazımda adrenalinimizi tatmin edebilmek için öncelikle yapılması "mutlak-şart" olan konulara değinmiştim. Şimdi sırada , bu şartları yerine getirdikten sonra , adrenalin tatmin yöntemleri arasından seçim yapmaya geldi. Hazırlık ve katılım bütçeleri gözönüne alındığında en kolayından başlayarak açıklamaya çalışacağım ;

Karting (Go kart) ;
Farklı ebat ve motor güçlerine göre bütçeleri değişen go kart araçları , otomobil sporlarının tartışmasız temeli , yani "anaokulu"dur. Asfalt yarışları ve off-road (asfalt dışı arazi) yarışları için geliştirilen iki farklı tür go kart bulunmaktadır. Yarış ve bakım maliyetleri ve tabii ki araç bedeli olarak ele alındığında küçük denilebilecek bütçelerle gerçekleştirilebilmektedir. Araçların oldukça hafif oluşu , yerden çok az yüksekte oturma konumu ve yol tutuş özellikleri bakımından çok ama çok fazla sürüş zevki veren , aşırı hızlara çıkmamasına rağmen sürat duygusunu fazlasıyla hissettiren bu spor için mutlaka "kapalı-özel pist"lere ihtiyacınız olacaktır. Eğer ki araç satın alıp profesyonel olarak yarışmak yerine hobi olarak ilgilenmek isterseniz de , pek çok farklı şehirde yeteri sayıda açılmış olan özel karting pistleri sizin için doğru adres olacaktır. Araçları kiralayabileceğiniz ve belirli bir süre pistte özgürce turlayabileceğiniz bu işletmelerden en fazla zevki , kalabalık grubunuzla düzenleyeceğiniz organizasyonlarla alacağınızı söyleyebilirim.



Drag (Kalkış yarışı) ;
Katılan araçların özelliklerine göre farklı kategorilere ayrılarak düzenlenen bu yarış tipinde , genelde dünya standardı olan 400 metre (çeyrek mil) uzunluğunda birbirine paralel ve dümdüz iki asfalt kulvar bulunur. Amaç , start çizgisinde bekleyen iki aracın da yeşil ışıkla beraber kalkış yapıp , bitiş çizgisini rakibinden önce geçmeye çalışmasından ibarettir. Burada aracın motor gücü ve hızlanma yeteneğinin yanısıra , sürücünün reaksiyon zamanı , debriyaj-gaz pedalı hassasiyeti , aracını kontrol edebilme yeteneği gibi unsurlar çok fazla ön plandadır. Araçlar farklı özelliklere göre kategorilendirilir. Bunlar kabaca şu şekildedir ;
Motor hacimlerine göre sınıflandırma (1.600cc altı , 1.600cc-2.000cc arası gibi)
Aktarma sistemlerine göre (4 çekişli , 2 çekişli gibi)
Motor besleme sistemlerine göre (aşırı besleme veya atmosferik besleme gibi)
Yakıt sistemlerine göre (standart yakıt , alkol , methanol gibi)
Bu gibi bir sınıflandırma neticesinde , aracınıza denk olması muhtemel rakiplerle eşleşip kalkacağınız için çekişme daha da güzel bir hal almaktadır. Yarışan araçlar hiçbir şekilde birbirlerinin yoluna çıkmayacakları ve temas etmeyecekleri için rakip araçtan kaynaklanacak bir tehlike çok çok azdır. (Tabii ki kulvarlar bariyerle ayrılmışsa)
Bu yarış tipinde de tavsiyem , kulvarları ayrılmış ve seyirci güvenliği sağlanmış organizasyonlara katılmanız yönündedir.


Pist yarışları ;

Bu başlık altında pek çok konu bulunmaktadır. Formula1 , Nascar , Binek otomobiller şampiyonası , tek marka kupaları , Dtm ilk aklıma gelenler. Türkiye'de bunlardan hangilerine katılabiliriz diye sorarsak seçeneklerimiz azalıyor. Kendi hazırlayacağınız otomobil ile katılabileceğiniz yarış şekli , Türkiye Pist Şampiyonasıdır. Ama daha farklı şekilde , tek marka kupaları oldukça popüler. Honda TypeR cup , Seat cup gibi organizasyonlarda siz belirli bir katılım bedeli ödeyerek sezon boyunca organizasyonun bir aracını kiralamış oluyorsunuz. Sıfırdan araç hazırlamaktan çok daha ucuz bir yol tabii ki. Üstelik bu tür tek marka yarışlarında tüm araçların motor güçleri ve ağırlıkları birbirlerine eşitlendiği için yarış tamamen pilotaja bağlı olarak şekilleniyor.
Pist yarışları konusu , hangi alt dalında olursa olsun bireysel olarak finanse edilmesi çoğumuz için güç olan bir kategoridir. Bu noktada eğer yeteneğinize güveniyorsanız , bir yarış takımına dahil olabilmek için çabalamalı ve profesyonel şekilde yarışabilmek için kendinizi beğendirebilmelisiniz.
Bunun için de en mantıklı ve kolay yol , karting veya tek marka kupalarına katılarak isminizi duyurmaya çalışmaktır.


Rally ;
Belirli bir pistte turlayarak yapılmayan , özel hazırlanmış yolları olmayan , doğa ile daha iç içe bir yarış şeklidir. Asfalt , çamur , toz , toprak , yağmur , kar , buz gibi farklı yol koşullarında yapılan bu "doğal" yarışlar , bir pist içinde olmadığı için "etap"lar halinde organize edilirler. Önceden güvenlik tedbirleri alınmış , trafiğe kapatılmış ve seyirci güvenliği mümkün olduğunca sağlanmış etaplarda birkaç dakika ara ile start alan araçlar , yarış boyunca toplam etap zamanlarına göre sıralanırlar. Etap içinde , pist yarışlarında olduğu gibi tampon tampona mücadele olmaz. Mücadele sadece zamana ve doğa koşullarına karşı yapılır. Belirli bir pisti ve tabii ki de tribünleri olmadığı için izleyici olmak nispeten daha zordur. Ama sürücü olmanın tadı bambaşkadır.
Rally'lerde de birkaç farklı kategori vardır. Bunlar da , standart sayılabilecek araçları kapsayan Grup N , standart dışı özel üretim 4 çekişli araçları kapsayan WRC , tek çekişli özel üretimleri kapsayan JWRC (junior wrc) gibi farklı sınıflandırmalara göre ayrılmıştır.
Bu yarış şekli de oldukça maliyetli olduğundan , bir yarış takımına dahil olmaya çalışmak en doğru yöntemdir.


Off road ;
4 tekerlekten çekişli arazi araçları ile , özel bir parkurda zamana karşı yapılan bir "zorlu arazide ilerleyebilme" yarışıdır. Parkur özel olduğu için , çukurlar , tepeler , yamaçlar , su geçişleri gibi zorlu koşulları içermekte ve normal araçlarla imkansız hatta yaya olarak bile ilerlemenin güç olduğu coğrafi özelliklerdedir. İki farklı tarzda yapılmaktadır. Bunlar , tampon tampona yarışlar ve zamana karşı yarışlardır. Zamana karşı olan yarışlarda yüksek sürat olmadan , belirlenen güzergahtaki engelleri aşarak kontrol noktalarına ulaşılır. Parkur içinde , renkli şeritler ve tahta kazıklarla belirlenen bir güzergah bulunmaktadır ve bu tespit malzemelerine dokunmadan etabı tamamlamak gerekmektedir. Her dokunuş , ceza puanı olarak parkur süresine eklenir. Araç kullanma tekniğinin ve araç yol tutuş kabiliyetinin sınırlarında gezinilmektedir.
İkinci tür tarış olan tampon tampona mücadelede ise , belirli bir parkurda rakip araçlarla birliklte belirli sayıda tur atılır. Çarpışmalar kaçınılmazdır ve abartılmadığı sürece de kural dışı değildir. Amaç hem zorlu yol koşullarına adapte olmak hem de rakipleri parkur içinde geçebilmektir. Heyecan ve tabii ki de adrenalin üst seviyededir.
Hangi tarz off-road yarışı yapılırsa yapılsın tepeden tırnağa kirlenmeniz garantidir...

Motorsporlanının hangi türü seçilirse seçilsin , eğer ki kurallara uyarsanız tehlikelerden uzak durmuş olursunuz. Bu nedenle yasal organizasyonlar veya profesyonel etkinlikler haricinde herhangi bir oluşuma katılmamanızı , tüm güvenlik tedbirlerini eksiksiz yerine getirmenizi önemle hatırlatır , bol heyecanlı zamanlar geçirmenizi dilerim...

Detaylı bilgi için birkaç adres ;
Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu
İstanbul Motor Sporları Kulübü
İstanbul Off Road Kulübü

Etiketler: , , , ,

Bu haftasonu Bahreyn çöllerinde çok gürültü olacak...

Geçtiğimiz hafta yüzlerce tır , çölleri ve denizleri aşıp Bahreyn'in Sakhir bölgesine gitti. Bahreyn'in uçsuz bucaksız çölleri , birkaç gün boyunca , alışkın olduğu dinginlik ve sessizlikten çıkıp , bol gürültülü ve çok daha sıcak bir hal alacak.
Bahreyn Krallığı'nın desteği ile çölün ortalık yerinde bu kadar muhteşem bir tesisi kurmak yaklaşık "150 milyon dolar"a mal olmuş. Bu muhteşem yapıt , maksimum hız için oval bir test pisti , 1.2 km uzunluğunda bir drag pisti ve birbirinden farklı özelliklerde 3 adet yarış pistini bünyesinde barındırıyor. Drag yarışları genelde 400 metre olarak yapılır , ki burada çıkılabilecek hızları artık siz düşünün.

Formula1'in yapılacağı pist toplam 15 virajdan oluşuyor. Geçen yıl toplam 11 viraj vardı , bu yıl ek inşaatlar yapılarak bu sayı arttırılmış. 9 adet sağ ve 6 adet sol viraja sahip olduğu için sol taraftaki lastiklerin daha erken aşınacağını söyleyebiliriz.
Hızlı denilebilecek bir pist ve pistteki şu ana kadar ulaşılan en yüksek hız 315 km/h.
Çölün ortasında , toplam 5.000 metrekare yeşil alana sahip bir vaha görünümündeki bu pistte , kazalar için yerleştirilen lastik bariyerler 82.000 adet lastikten oluşuyor... İlginç öyle değil mi?
Çöl sıcağı , rüzgarlar ve onların taşıyabileceği kum zerrecikleri , bize farklı görüntüler yaşatabilecektir. Coğrafi yapısı itibariyle çok farklı bir etap olan Bahreyn Grand Prix'ini izlemek kesinlikle eğlenceli olacak..

Etiketler: , ,

2 Nisan 2008

Land Rover G4 Challenge...

Tam bir macera klasiği olan , insanüstü dayanıklılık ile kusursuz makine birlikteliğinin sonuna kadar test edildiği Paris-Dakar serüveninin sona ermesi ile birlikte yaratılan "Land Rover G4 Challenge" için başvurular başladı. Türkiye'nin bu yıl da davet edilmesi gerçekten de gurur verici...
Kendinize güveniyorsanız ve gerçek maceranın ne demek olduğunu öğrenmek için yanıp tutuşuyorsanız , "1 ay" sürecek bu serüvene katılmak için hemen başvurun...
Sadece elemelerde bile sınırsız bir keyif alacağınızı garanti ederim..

Etiketler: ,

1 Nisan 2008

Tuning fuarı... 03-06 Nisan 2008


CNR Uluslararası Fuar Merkezi , 03 Nisan 2008 Perşembe günü , biz "arabadelileri" için kapılarını ardına kadar açıyor..
Bu yıl dördüncüsü düzenlenecek olan Tuning Fuarı , aslında 3 farklı organizasyonu içinde barındıracak. Bunlar ;

-Tuning Show 2008
-Sound 2008
-Avrasya Lastik & Jant Show

Ayrıca organizasyon dahilinde , "Oto Hi-Fi Müzik Sistemleri Yarışması" , "Tuning Güzellik Yarışması" ve "Drift Show" gibi etkinlikler de yapılacak..

Mutlulukla belirtmek isterim ki bu yıl , kapalı fuar alanı içindeki hiçbir otomobilin çalıştırılmasına izin verilmeyecek. Önceki yıllarda katılımcılar , motor ve egzoz seslerini dinleterek davetlilerin dikkatini çekebilmek için bu tarz hareketleri sıkça yapmıştı. Bu durumda hem bazı ziyaretçiler rahatsız olmuş hem de kapalı alan , egzoz dumanları ile dolmuştu. Fuar kimileri için işkence halini almıştı. Artık herkes çok daha profesyonel kurallar dahilinde hareket edecek...
Çoktan beridir olması gerektiği gibi...

CNR Fuar Merkezi'nin yaklaşık 12.000 metrekare kapalı alanı içinde , mutlaka sizin de zevkinize hitap edebilen birşeyler bulacağınıza eminim.. Detaylı bilgi için : Tuning Show 2008
Hepimize keyifli seyirler diliyorum..

Etiketler: , , , , ,